Gonzales'in Maceraları XVII.

~ irigitte fardot , 3/24/2009 5:14 ÖS

Yerler, gökler ve her gün öpüp başıma koyduğum flex dollars dolu MSU kimliğim şahidim olsun ki beşinci Oscar'ımı almış gibi gururluyum. Öyle bir huzur, öyle bir mutluluk var içimde. Çünkü:

Florida'ya giderken hız sınırı 65 mil olan yoldan 85 ile geçip radara yakalandım. Peşime polis takıldı. Aynen filmlerdeki gibiydi. Durdum. Yine filmler sağolsun, ne arabadan indim ne de kemerimi çözdüm, yoksa polis "Freeze!" diye bağırabilirdi. Kocaman, kızgın mı kızgın bi Afr0-Am0 abi indi arabadan, bizim arabaya yaklaştı. İçimden "kahrolası federaller!" dedim. Polis kaşları havada yargılayarak baktı gözlerimin içine. Ehliyet ve ruhsat istedi. Verdik. "Hacı 65'ten 85'le geçtin haberin var mı?" diye sordu. Cevap veremeden ID'yi aldı ve "Bi dakka" deyip arabasına döndü. Über komforlu kiralık arabamızda gergin bir bekleyiş başlamıştı. Arada birbirimize bakıp içimize içimize gülmeyi de ihmal etmedik. Keh ve de keh keh.

Sol aynadan ne yaptığını görmeye çalışıyodum. Bi anda bana bi "geeel geeel" işareti çaktı. Boğazımı temizleyip arabadan indim. Lacivert-siyah çizgili aracına vardığım vakit bir de ne göreyim, sevgili polis kucağındaki minik laptop'a benim tüm bilgilerimi girmiş, ha print etti ha edecek, cezayı ha kesti ha kesecek, $300 veyahut benzeri bir 3 basamaklı münasip bir yerimden ha çıktı ha çıkacak, amanın koca Spring Break burnumdan ha geldi ha gelecek. Öyle bir siçuasyon...

Her zaman olduğu gibi yanlış noktaya odaklandım. Amca soyadımı Haciaalioglu diye yazmıştı, "Dopraam orda tek a olacak" deyiverdim. Der demez "Aha şimdi sıçtın, Murray'deki ice storm'un 3 katı geliyor" gibi bir his oturdu içime. Böyle bir durumda yapılabilecek en gerizekalı şeyi yaptığımı farkettim. Utançtan üzüm üzüm olurkana sevgili polis yavaş ve nazik hareketlerle ikinci a'yı sildi ve kontrol için ehliyetimdeki bilgileri bana teker teker sordu. Vuuhuu! 

Artık susmalı ve dinlemeliydim. Tam tersini yaptım.

- Hacım neden hız yapıyosun?
- Hız limitini farketmedim. Değişiyor ya sürekli. İşte farkedemedim bir an.
- ...
- Zaten buradaki işaretlerle aram pek iyi değil. Ehliyetimden farkettiğiniz gibi buralı değilim. Exchange öğrencisiyim, Murray State'te okuyorum. Bu ilk ve son dönemim.
- ...
- Mayıs'ta dönücem.
- ...
- Şimdi de tatildeyiz.
- ....
- Gerçekten çok üzgünüm. Bir daha olmayacak. Kesinlikle dikkat edicem.
- ...
- ??
- Tamam hadi git.
- Hiiii, teşekkürler! Çok teşekkürler. Harbiden çok müteşekkirim, eprişiyet filan.
- ...
- Teşekkür teşekkür teşekkür..
- But slow it down!
- Ay vil! Teşekkür teşekkür teşekkür!!

Hala şaşkınım. Başarısız monoloğum beklenmedik bir zafer kazandırdı.

Yabancı kontenjanı?
German House'takilerin söylediği gibi "kız bonusu"?
Şans?

2 Response to "Gonzales'in Maceraları XVII."

Sibel Says:

ı-ıh.
"dopraam" ın gücü :)

ece diçmen Says:

Yanında Andaç olsaydı "Tenessee'deki babanem bile 110'la gidiyor kahrolası aynasız!" derdi, içinden çıkamazdın. Phew